Bodrum Belediyesi

Bodrum Şehir Tiyatrosu

Bodrum Şehir Tiyatrosu

Başkan'dan

Paylaş:

Mihail Bahtin “Rebelais ve Dünyası” adlı kitabında, İtalya’da doğup Avrupa’ya yayılan tiyatro oyunu Commedia dell’Arte’den bir sahneyi şöyle aktarır: 

“Kekemenin biri Arlekino ile konuşmaktadır, zor bir kelimeyi bir türlü telaffuz edemez; büyük bir çaba sarf eder, nefesi kesilir, kelime boğazına takılır kalır, terler, titrer, tıkanır. Yüzü şişer, gözleri pörtler; sanki doğum sancıları, kasılmaları çekmektedir. Beklemekten sıkılan Arlekino sürpriz bir hareketle ona doğru hızla koşup kekemenin karnına bir kafa atar. Takılı kalan sözcük, kekemenin ağzından fırlar. Kekemenin canı yanmıştır ama sözcükte doğmuş, hayata dahil olmuştur.”

Kekemelik bir sağlık sorunu değilse, zaman zaman yaşadığımız ama bir türlü kendimize bile itiraf edemediğimiz çaresizlik halidir. Bir şeyler düğümlenir boğazımıza, yutkundukça dolar ve şişeriz böylesi zamanlarda. Oysa söyleyebilsek, konuşabilsek rahatlayacağızdır. 

Tiyatro yaşamın karnına kafa atmaktır. 

Söylenemeyenlerin altında ezilen, gücün karşısında çaresizleşen, hiçleşen, çözümsüz kalan ruhun ve bedenin dile gelmesidir. Kendi konumunu meşrulaştırmak isteyen despotluğun karşısında kralın çıplak olduğunun haykırılması cesaretidir.

 “Cesaret Ana” oyununda Bertolt Brecht şöyle seslenir: 

“Haksızlığa karşı ne kadar dayanılmaz? Bir saat mi, iki saat mi? Asıl mesele bu!..”

İnsanların haklarını korumaları ve baskıya karşı kendilerini savunmaları için cesarete ihtiyacı vardır. Tiyatro bu cesaretin vücut bulmuş halidir; uyarı görevi yaptığı kadar, toplumu ortak komplekslerden arındıran, gerçek düşünce aşkına ve özgürlüğe davet eden sanatın adıdır.

Dünden bugünlere sorgulayarak gelmiş, bugünlerden yarınlara farklı kapılar açarak uzanan, eleştiren, sorgulayan, biat etmeyen sanat dalıdır. Mevcut sisteme, mevcut anlayışa karşı muhalif bir duruştur ve bu duruş toplumsal gelişmenin, değişmenin, ilerlemenin ön koşuludur. 

Tiyatronun usta ismi Ali Poyrazoğlu, “Başta tiyatro, bütün sanatlar bize kendinden farklı, kendinden ayrı, kendine öteki gelebilecek insanla buluşmayı, el sıkışmayı, onunla bütünleşerek kendini değiştirmeyi başarabileceğini anlatır.” diyerek tiyatroyu tanımlamıştır.

Tarafsız kaldığımızı sanarak, kendimizi yaşamdan kopartmayalım. İnsanlara karşı sorumlu olan toplum uygar toplumdur. Şayet bir toplumda dayanışma ve birbirine karşı sorumluluk yoksa o toplum sadece yığından ibarettir. 

Bodrum Şehir Tiyatrosu, Bodrum Belediyesi’nin kente karşı duyduğu sorumluluğun ürünü olarak kurulmuştur. Dört yıldır sahnelediği oyunlarla, Bodrum’un yaşamına doğrudan dokunmuş ve duruşumuzu sözcüklerle örmüştür. Maya tutmuş, Bodrum halkında karşılığını bulmuştur.

Toplumsal farkındalığın bu cesaretli perdesini bizim için aralayan, emeği geçen her arkadaşımızı gönülden selamlıyor ve teşekkür ediyorum. 


Ahmet Aras
Bodrum Belediye Başkanı